Mechullesmis bir soguk sehrin günesinde gördüm seni...ısıldıyorsun ve
parliyorsun ay ısıgı gibi sanki...ve ruyalarimin en akla sigmaz
hayallerime inat senden ayrilip yine o sehre gidiyorum. Bana kendini
tanittirdigin icin tesekkur etmiyorum. Bir bukle demet cicek gibi sana
gülüyor ve seni yad ediyorum...Sen hayallerime süslenmemis sokaklarin en
lirik son duraklarinda bekliyorsun belki de...Yuregim sana geliyor ama
ayaklarim baska sehirlere gidiyor. Belki de sen bu yaziyi okurken ben bir
yolun kenarinda beni bekleyen hayallere dogru istemeyerek ama gıpta ederek
gidiyorum. Gecenin sonu oldu artık. Kaniyorum ve kanatiyorum yuregimi.
Beni bekleyen yarinlar var mi bilemiyorum ama o yarinlarda ben senle
günese bakmak istiyorum. Sınırsız ruhların besiginde sallanmıs düslerim
vardi belki de .Bir bar kosesinde son kadehimde saklanan sensizligin bir
bedeli ya da... Gitme diyorum sana gitme... Gittigini bilerek gitme iste o
diyarlara ve ucma o kanatsiz kuslarin kanatlarinda... Dinecek acilarimin
düsüncesinde iciyorum sigarami. Belki bugün bir mazi olacak birgün. Yad
eder misin beni bu tarihlerde? O yesil gozlerine inat bakar misin seni
biraktigim o meskun sehirlerde.İzler misin beni o semadaki varlikla
yoklugun belli edilmemis en son kanıtı olan ay gülümseyisinde. Bana icten
güldün mü bilmiyorum. Yuregine dokundun mu onu hic ama hic bilmiyorum.
Yarim kaldim artik ben bu sehirlerde. Yokluguna yazılmıs satırlarım,
cümlelerim, hayallerim ve kavusma askım var. Sen gaibin günesi iste
gidiyorsun...
Söz verdiklerimin anısına, hayallerimin arkasinda ve aniden gelen kalp
atislarimda seviyorum seni. Birakip da gitmeyen bir düsüncenin arkasina
sıgınıyorum senin icin. Bir beyhude kosuda miyim bilmiyorum. Bu sefer
sevgimde inatlastim. Sonuna kadar bu kalbin sana bagli bir yarim adada
sakli kalan bir mercan tanesi gibi sakli kalacagini unutma sakın. Tamam mı
diye sorularına karsılık tamam demiyorum bu kez. Benim tamamlanmamıs
düsüncelerimin kadınısın sen. Olmak ya da olmamak adlı düsüncelerimin
ardında sana bakıyorum artık. Bu hayat seni bana izlettirmek zorunda.
Yoksa yasanması mümkün olmayan düsüncelerin dalgalarında bogulurum . Bu
seferlik sana elveda demiyorum iste. Elveda dedigim kavrama inat sana el
sallamiyorum. Tokalastıgımız günün inadına gözlerine bakmıyorum. Bir inat
ugruna seviyorum demiyorum inadina. Sevmek icin sevmek anlamini da
cikartmiyorum.Sadece ama sadece bu sehirlerin beni ve seni essiz kıldıgı
diyarlara inat türkü söylemeye calısıyorum. İste duyuldu bir ses! O ses ne
acaba? Duyup da söyleyemediğim ses iste. Seni sevmek icin degil
benimsedigim icin seviyorum sesi...